''Balyoz Planı''na ilişkin iddialar kapsamında ''tutuklanacaklar'' listesinde yer aldığı ileri sürülen gazeteciler adına bir açıklama yapan Nazlı Ilıcak, ''Özellikle parlamentoda temsil edilen siyasi partileri harekete geçmeye davet ederken adları 'tutuklanacaklar' listesinde yer alan gazeteciler olarak bizler de suç duyurusu yapacağımızı bu vesile ile açıklıyoruz'' dedi.
Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Ilıcak, Türkiye'nin uzun yıllardan beri askeri darbelere maruz kalan bir ülke olduğunu öne sürdü.
Ilıcak, ''27 Mayıs 1960'da başlayan süreç, 50 sene geçmiş olmasına rağmen hala sona ermedi. 21'inci asra adım attığımız yıllarda da askerin yoğun bir şekilde siyasete müdahalesinden kurtulamadığımız peş peşe ortaya çıkan belgelerden anlaşılıyor'' diye konuştu.
Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010 tarihinden itibaren ko fosforlu kalem nuyla ilgili haberler yayımlanmaya başladığını belirten Ilıcak, ''Harp oyunu'' hazırlıklarının ardına gizlenen ayrıntılı bir darbe planının söz konusu olduğunun görüldüğünü söyledi.
''Harp oyununda bir iktidarın devrilmesi, yeni bir hükümetin kurulması, çeşitli bürokratların görevden alınmasının yeri olmayacağı açıktır'' diyen Ilıcak, şöyle devam etti:
''TBMM, sıkıyönetim ilanına onay vermediği takdirde alçaktan uçak uçurarak yasama organının tehdit edileceği de yine aynı planda belirtilmektedir. Sözde harp oyununda gazeteciler 'tutuklanacaklar' ve 'faydalanılacaklar' diye tasnif edilmiştir. 137 meslektaşımızın boynuna onların iradesi dışında 'işbirlikçi' yaftasının asılmasını kınıyoruz. Özellikle parlamentoda temsil edilen siyasi partileri harekete geçmeye davet ederken adları 'tutuklanacaklar' listesinde yer alan gazeteciler olarak bizler de suç duyurusu yapacağımızı bu vesile ile açıklıyoruz.''
''ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI''
Parlamentonun darbe eğilimlerinin önünü kesecek ve darbecilerin etkin bir şekilde yargılanmasını sağlayacak adımlar atabileceğini belirten Ilıcak, şunları söyledi:
''5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/d maddesinin askerin iç güvenlik alanında kullanılmasına dair hükümleri (EMASYA Protokolü) iptal edilmeli. Anayasanın 145. maddesine farklı yorumlara sebebiyet vermeyecek şekilde netlik kazandırılmalı, askeri yargı hiç değilse askerlik hizmet ve görevleri ile sınırlı bir alanda faaliyetini sürdürebilmeli. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalı. İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi iptal edilerek 'Cumhuriyeti korumak ve kollamak'' tanımının yanlış değerlendirilmesi sonlandırılmalı. Bunun altını çiziyorum. Bu kanunun bu maddesi veya Anayasa'daki hiçbir hüküm Türk Silahlı Kuvvetleri'ne siyasete müdahale hakkı vermemektedir. Her müdahale bir fiili durumdur. Yasal bir temeli yoktur. Meclis'e bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Meclis bir araştırma komisyonu kurup gelişmelere vakit geçirmeden el koymasının doğru olacağını düşünmekteyiz.''
Böyle bir komisyonun siyasi partilerin müştereken inisiyatif almasına imkan vereceğini dile getiren Ilıcak, bunun kutuplaşmaları azaltarak aydınların sorumluluk duygusuyla birlikte hareket etmesinin beklendiği bu hassas dönemde kısır tartışmaları engelleyeceğini savundu.
Ilıcak, basın toplantısının ardından katılanlarla birlikte Beşiktaş'taki özel yetkili ağır ceza mahkemesine gidip şikayet dilekçesini sunacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Balyoz Harekat Planı'nı hazırlayanlar TCK'nın 309, 311 ve 312. maddelerini ihlal etmişlerdir. Nedir bu maddeler? Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni, TBMM'yi, hükümeti ortadan kaldırmaya veya engellemeye teşebbüs suçunu işlemişler, bu arada 37 gazetecinin de tutuklanacağını belirtmişlerdir. Darbe suçundan etkilenecek gazeteciler olarak biz suç duyurusunu yapıyoruz.''
Basın toplantısına Mehmet Altan, Abdurrahman Dilipak, Cengiz Çandar, Ekrem Dumanlı, Hasan Celal Güzel, Ali Bayramoğlu, Sadık Albayrak, Etyen Mahçupyan'ın da aralarında bulunduğu 26 gazeteci katıldı.
Kategori : MEDYA