Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Deniz Ülke Arıboğan, bugün Akşam gazetesindeki köşesinde "MHP ve siyasi duruşu üzerine" bir yazı yazdı. 4 maddede MHP neden iktidar olamıyorun analizini yaptı..
Arıboğan'ın milliyetçi kesim tarafından bugün pür dikkat okunan 4 maddelik analizi şöyle:
MHP'NİN SİYASETTEKİ ROLÜNÜ ÖNEMSİYORUM
MHP'nin parti programına 'ordunun yıpratılmasına izin verilmeyecek' maddesini alması doğal olarak siyasette yeni bir tartışma alanı doğurdu. Konu ilginç ve mutlaka tartışılmalı. Ben her alanda çeşitlilik ilkesini benimseyenlerden birisi olarak, MHP'nin Türk siyasetindeki rolünü önemsiyorum.
NASIL BİR DEVLETİ MİLLİYETÇİLER TARTIŞSIN
Şahsen MHP'nin, ideolojisini 'millet' ve 'milliyet' üzerine bina etmektense, 'devlet' fikrini odak alan bir yaklaşımı benimseyerek yeniden üretmesi gerektiğini düşünenlerdenim. İçinde bulunduğumuz koşulların, 'nasıl bir devlet?' sorusunun yalnızca liberaller tarafından değil, milliyetçi cenah tarafından da tartışılmasını gerektirdiği inancındayım. Zira görülüyor ki, yeni dönem, her sektörde eski aktörlerin, eski vizyonların ve eski misyonla en iyi reklam ayarları rın tasfiye olduğu bir zaman dilimine işaret ediyor.
GENÇLERİ ANLAMAYAN KURUM KÜÇÜLMEYE MAHKUM
Tüm siyasi partilerin kendilerini ve söylemlerini yenilemesi gereken bir siyasi ortamdayız. Gençler yetişiyor ve bu yeni jenerasyon gençler, bizim sahip olduğumuz değerlerin tamamen dışında bir dünya algısına sahipler. Türkiye, 'genç nüfusun' sonsuz bir dinamizm ve enerji ile yükseldiği, eski neslin değerlerini baskıladığı bir ülke. Bırakın 20 yıl öncesinin sloganlarını ve iddialarını tekrarlamayı, bir önceki seçim döneminin bile tarih öncesi sayılabileceği bir 'düşünce üretim sürati' gerekiyor. Bu nedenle de gençleri tanımayan, onların taleplerini, vizyonlarını anlamayan her kurum kaçınılmaz olarak küçülmeye mahkum.
SADECE SAVAŞ YAPILMAZ ARADA SIRADA EKMEK DE BULMAK GEREK
Buradan hareketle bazı gözlemlerimi aktarmak istiyorum.
1- Kamuoyu araştırmalarına göre genç nüfusun MHP'ye yönelik ilgisi oldukça yüksek. Bu, önümüzdeki seçim dönemlerinde bir oy patlaması yaratabilir. Buna karşın aynı gençlik, evlenip çoluk çocuğa karışmaya başladığında başka partilere doğru kaymaya, farklı beklentiler içerisine girmeye de yöneliyor. Buradan anlaşıldığı kadarıyla MHP'nin verili ideolojisi, gençler henüz delikanlılık çağındayken 'hain düşmanlara karşı cevval bir mücadele azminden beslenirken', olgunluk yılları geldiğinde de konu 'hayata karşı mücadele' ve iş, aş sorunlarına dayandığında, bu gücünü yitiriyor. Bu da kanımca en çok ekonomik ve sosyal konulardaki ideolojik eksikliği gözler önüne seriyor. Buradan hareketle küçük bir hatırlatma: 'Sadece savaş yapılmaz, arada sırada ekmek de bulmak gerekiyor(!)'
ERKEK EGEMEN PARTİ
2- MHP, erkek egemen bir parti ve kadınlara hitap etmeyi pek fazla başaramıyor. Tarihsel tavrı açısından da bakıldığında yüksek tonda, savaşçı ve sert bir söylem kullanıldığı ve bu tür figürlerin ön planda tutulduğu gözleniyor. Düşmana karşı her an can vermeye hazır yüz binlerce milliyetçinin var olduğu duygusu, güçlü pazılara vurgu yapsa da, kadınların güvenlik konusuna yaklaşımı ile erkek egemen dilin belirlediği güvenlikçi duruş arasındaki fark nedeniyle oluşan uçurum, bir türlü kapanamıyor. Bu noktada da MHP'nin dilindeki şefkat eksikliği kendisini hemen hissettiriyor. Küçük hatırlatma: 'Kadınların gönlünü almak kolaydır; her şeye rağmen erkek içgüdülerine güvenebilirsiniz.'
DIŞ POLİTİKADA ÇELİŞKİLİ
3- MHP'nin güçlü devlet vizyonuna ve ister istemez sahiplendiği emperyal duruşa rağmen, dış politika tavrının ne olduğu konusunda bazı çelişkiler görülüyor. AB, ABD, Balkanlar, İslam dünyası ve Türk dünyası konularında hükümetin uyguladığı politikalardan nasıl farklılaşacağı (Ermenistan konusu hariç) tam olarak anlaşılamıyor. Kanımca buradaki temel sorun detaylarda bazı farklar bulunmasına karşın, Davutoğlu'nun dış politika stratejisinin temelde MHP'nin sahiplenmesi gereken emperyal duruşa, zaten atıf yapmakta olması. Buna karşın her politikanın açıkları vardır ve özellikle Kıbrıs konusunda iyi hazırlanmış bir MHP'nin kendisine artılar üretmesi mümkündür. Küçük hatırlatma: 'Düşman yoktur, rakip vardır felsefesini öneririm.'
MHP'NİN ASKER TAVRI HANDİKAP MI?
4- MHP'nin asker konusundaki tavrı birçok sağ parti açısından bir handikap olarak da görülebilir. 12 Eylül sonrası en az sol gruplar kadar sıkıntı çeken bir siyasi görüşün devamı olarak, bu konuda alınan inisiyatif, kuşkusuz bir risktir. Bugüne kadar halkın desteğinin, devletin yanında duranlara değil, karşısındakilere doğru aktığı biliniyor. Lakin bu durum, devletin tek egemen olarak ceberut bir biçimde halkı cendereye aldığı dönemler için geçerli. Devlet cendereye alındığında halkın tavrının ne olacağı ise şimdilik bilinmiyor. Bunu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa göreceğiz.
Kategori : POLİTİKA