Kurban vurgununun 63 zanlısından 31’i tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Zanlıların polise verdikleri ifadede, yaptıkları vurgunu “Diyarbakır usulü”, “çarpıştırma” ve “makas” gibi isimlerle kodladıkları ortaya çıktı.
Çetenin, 3 dernek ve vakıftan ihalesini aldığı 210 bin bağışın 140 binini kesmediği tespit edildi. Soruşturmada dernek ve vakıflar da sahtecilikle suçlanıyor...
Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 7 ilde eş zamanlı başlatılan ‘Kurban Operasyonu’nda gözaltına alınan 63 kişiden 4’ü emniyetteki sorgulamalarının ardından, 28 kişi de soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kocabey tarafından serbest bırakıldı.
Aralarında Deniz Feneri Derneği Başkanı Mehmet Cengiz, Mehmetçik Vakfı Başkanı Salih Güloğlu, LÖSEV Başkanı Üstün Ezel ve TOBB Başkan Yardımcısı ve Ankara lowa seo Et Borsası Başkanı Faik Yavuz ile 2 noter vekili ve bir imamın da bulunduğu 31 kişi ise tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi.
50 MİLYONLUK VURGUN
Şüphelilerin ‘ihaleye fesat karıştırmak’, ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘sahtecilik’le suçlandığı belirtildi. Ankara, Sakarya, Isparta, Balıkesir, Erzurum, Gaziantep ve Diyarbakır illerini kapsayan operasyonda şüphelilerin kesilmemiş kurbanı kesmiş göstererek yaklaşık 50 milyon TL vurgun yaptığı iddia ediliyor.
LÖSEV Başkanı Dr. Üstün Ezel emniyet çıkışında gazetecilere, gerekli bilgi ve belgeleri polise ilettiklerini, suçlamaları kabul etmediklerini ve açıklamayı daha sonra yapacaklarını söyledi.
Teknik takip ve araştırma sonucu şüpheli 2 firma ve kurumlarla ilgili iddialar şöyle:
MAYET VE YAVUZ ET SAHTECİ: Rekabet ortamı olmaksızın ve şartnamede belirtilen hükümlere haiz olmamalarına rağmen dernek ve vakıfların kurban kesim ihalelerine katıldılar. Sözleşmelerde sahtecilik yaptılar, hileli yollara başvurarak dini vecibeleri yerine getirmediler. Belirtilen miktarların çok altında kesim yaptılar.
LÖSEV DAĞITIMI DÜZENLEMEDİ: Yapılan sözleşmede etlerin dağıtımına ilişkin düzenleme yapılmadı. Etlerin akıbeti tamamen firmalara bırakıldı. Bağışlanan sayıda kurban kesimi sağlanamadı.
DENİZ FENERİ DENETİM YAPMADI: Deri ve bağırsaklar sözleşme imzalanan firmaya bırakıldı. Bağışlanan hisse kadar kurban kesimini sağlayamadı.
MEHMETÇİK VAKFI’NDA İHALEYE FESAT: İhaleye giren firmanın 2009’da vergi borcu bulunduğu halde 2008 yılı “vergi borcu yoktur” yazısını dosyaya koyarak ihaleye fesat karıştırdı. Bağış miktarı kadar kurban kesimini sağlayamayarak “nitelikli dolandırıcılık” suçu işledi.
THK TAŞERON FİRMAYA VERDİ: Kurban derilerinin ve bağırsaklarının SGK kaydı bulunmayan, vergi borcu olan, adresi belli olmayan aynı zamanda kurban kesim ihalelerini kazanan firma yetkililerince kurulmuş olan bir firmaya satıldığına dair işlem yaptırarak rekabet koşullarına uymadıkları aynı firmanın ihaleyi kazanmak amacıyla 3 farklı teklif verdiler.
BAĞIŞLARIN 3'TE 1'İNİ KESTİLER
Ayrıca noter vekillerinin, vakıf denetçilerinin, veteriner hekimlerin, din görevlileri ile kombina sahipleri çalışanlarının da görevlerini yerine getirmeyerek sahte belge düzenleyerek suça karıştıkları öne sürüldü.
Suç örgütü yönetici ve üyeleri “Diyarbakır usulü”, “çarpıştırma” ve “makas” olarak adlandırdıkları şekilde kesilmesi gereken hayvan sayısını kesilmiş gösterdikleri ve buna uygun sahte belge tanzim ettikleri de ifade edildi.
Kurban kesimlerinde Mehmetçik Vakfı adına kesilmesi gereken 156 bin 134, Lösemili Çocuklar Vakfı adına kesilmesi gereken 52 bin 10, Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adına kesilmesi gereken 7 bin 289 hissenin tam olarak kesilmediği kaydedildi. Zanlıların bu hayvanların 3’te birini keserek, 3’te ikisini zimmetlerine geçirmek suretiyle yaklaşık 40 milyon TL “yolsuzluk” yaptıkları öne sürüldü.
Kategori : GÜNCEL